Ana içeriğe atla

Hikaye gibi

 Gecenin karanlığına gömülmüş bir ormanda, yalnızca gökyüzündeki yıldızlar ve çılgınca atan kalbiniz eşlik eder size. Dört bir yanınızda yalnızlık ve sessizlik hakimdir, ancak bir yandan da tüm bu sessizliği bozan bir şarkı yankılanmaktadır. Şarkının melodisi size tanıdık gelir, ancak sözlerinde hiçbir anlam bulamazsınız.


O an, gözlerinizin önüne bir yaratık figürü gelir ve size şöyle der: "Beni izle, ama korkma. Sana yüzyıllardır anlatılan bir hikayenin kahramanı olduğunu söylemek istiyorum."


Şaşkınlıkla onu takip edersiniz ve gözlerinizde yalnızca şarkının sözleri kalır. Ardınızda yalnızca ayak sesleri ve kalbinizin çarpıntısı duyulur. Nihayet, önünüzdeki ağaçların arasından açılan bir meydana varırsınız. Ortada bir ateş yakılmıştır ve etrafında birçok yaratık bulunmaktadır.


Siz de bu yaratıklardan birisinin olduğunu düşünürsünüz ve tedirgin olursunuz. Ancak yaratıklar sizi karşılamak için yaklaşırlar ve size anlatmaya başlarlar:


"Bu hikaye yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Bir zamanlar, bir kralın oğlu büyüleyici bir prensese aşık olur. Ancak prenses bir büyücü tarafından lanetlenmiştir ve sadece ay ışığında insan formunu alabilirdi. Prens, prensesi kurtarmak için birçok engelle karşılaşsa da sonunda onu kurtarmayı başarır.


Ancak bu sırada, düşmanları prensin babasını öldürmüş ve prens tahtın varisi haline gelmiştir. Prens ve prenses, düşmanlarına karşı savaşarak zafer kazanırlar. Ancak prensesin büyüsü bozulmadığı için ikisi de insan olma özlemini taşırlar.


Bir gece, prens ve prenses ormanda dolaşırken şarkının sözlerini duyarlar. O anda, bir elf çifti gelir ve onlara büyüyü bozmak için yardım eder. Büyü bozulduğunda prens ve prenses gerçekten de insan formuna kavuşurlar.


Ancak olayların üzerinden yıllar geçtikçe, bu hikaye bir masal olmaktan çıkar ve gerçek bir hikayeye dönüşür. Prens ve prensesin torunları, büyük bir mücadele sonrasında düşmanlarına karşı zafer kazanır ve halkın sevgisini kazanırlar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zehirlenmeler

Şimdi ne alaka diyebilirsiniz ama, sanırım zehirlendim ve bunun için belirtileri ararken buldum. 100'e yakın sitede aynı yazıları görünce ben de yazayım dedim. kaynaklar en altta mevcuttur. hatta kaynaktan direk copy&paste :) Zehirlenme Nedir? Herhangi bir kimyasal, organik veya fiziksel madde vücuda girdikten sonra özelliğine göre yerel veya genel hasar meydana getirerek, ölüme neden olabiliyorsa bu maddeye ZEHİR, olaya ise ZEHİRLENME denir. Yerel belirtiler: - Sokulan, ısırılan, temas eden yerde kızarıklık, şişlik, gerginlik, ağrı ve kaşıntı Genel belirtiler: - Vücut ısısının yükselmesi (ateş), - Tüm vücutta kızarıklık, döküntü, kaşıntı, - Solunum sıkıntısı, hızlı ve zayıf atan nabız, - Baş ağrısı, kulak çınlaması, - Halsizlik, kendinden geçme, gelişen bilinç kaybı, - Şok, ölüm. Zehir, vücuda bilerek (kasti) veya bilinmeden(kazara), dört yoldan alınabilir: 1-Sindirim, 2-Solunum, 3-Deri ve 4-Kan yoluyla, olmak üzere. Sindirim Yolu Zehirlenmeleri Ağız yoluyl

Allahım kör et beni

şener şen'in arabesk te söylediği enfes şarkı.. sözlerini de yazayım tam olsun : amaaan, bu ne acı, bu ne keder, bu ne sancı yalaaan, yalan dünya, yalan sevgi, aşklar yalan görmeseydi gözlerim, görmeseydi gözlerim, gözlerim, gözlerim yetmedi mi gördüklerim, kör ol artık gözlerim allahım kör et beni, allahım kör et beni dünyam olsun kara zindan, esirgeme kulundan allahım kör et beni, allahım kör et beni aksın göz nurum aksın, bundan böyle kör baksın allahım kör et beni, allahım kör et beni görmeyeyim bir daha, o yarin ettiğini allahım kör et beni, allahım kör et beni yetmedi mi gördüklerim, kör ol artık gözlerim allahım kör et beni, allahım kör et beni dünyam olsun kara zindan, esirgeme kulundan allahım kör et beni, allahım kör et beni aksın göz nurum aksın, bundan böyle kör baksın eğlenceli :)

dünyadan uzak.

günlerden ne? hangi zamandayız? neden hala nefes alabiliyorum ama hareket edemiyorum. buradaki nemli ve ağır toprak kokusu ne? gitmek için vakit gelmek bilmiyor. gözlerim doluyor yavaş yavaş, o kadar ağır ki göz yaşlarım biri kabından taşıp yere düşüyor, yavaşça.. her yere dağılıyor odamı dolduruyor. o kadar dolduruyor ki boğazıma kadar geliyor su, yutkunamıyorum. pencereyi açıyorum hava almak için, aslında ben nefes alamıyorum ki... evet ben bu dünyayı terkedeli çok oldu..