Ben küçüklüğümden beri Dedem'e tapardım. Ben 5 yaşındayken bana rakı içirmişti. En güzel yemeği hep benim için yaptırdı. Bendim onun için. O da benim içindi. Yıllarca her yaz yanında kaldım. Sadece akşamları görürdüm, sırtımı kaşırdı. Rakı ve sigara kokusu sinerdi üstümüze. Bana bisiklet almıştı kırmızı :) dışarıdan eve girince görmüştüm, benim olacağına bile ihtimal vermemiştim. Çağırmıştı beni. Hayatımda tanıdığım en iyi eğiticiydi, en güzel cümleleri o kurardı. 1 oda dolusu kitabı vardı ve hepsini sayfa numarasına kadar hatırlardı. Belki evrendeki en bilge kişiydi benim için. Daha çok anlatırdım ama bulanık görmeye başladım, sanki yağmur yağıyor odamın içine de ben camın arkasından bakıyorum gibi. Dedem çok hastalandı, aort damarı patlamıştı. Hemde iş yerinde patlamış. Hayatım boyunca 2 kere doktor görmüştür Dedem belki 3 . Çalışırken ağzından burnundan kan gelmeye başlamış, apar topar kaldırmışlar, içi kanarken etrafındakileri dövmüş beni rahat bırakın diye. Anlamış ne olacağ
isik altinda golgede, var mi? yok mu? ya sen kimsin? kendine sordun mu? hayir, aslinda bu senin paronayan, belki su an burada bile degilsin, belki oradasin ama uyuyorsun ya uyaniksan? belki biri kafana vurdu ve bayginsin? fisiltilar duyuyorsun ama anlamiyorsun. duymuyorsun? anlama zamanin geldi!