Ana içeriğe atla

Allahım kör et beni

şener şen'in arabeskte söylediği enfes şarkı.. sözlerini de yazayım tam olsun :

amaaan, bu ne acı, bu ne keder, bu ne sancı
yalaaan, yalan dünya, yalan sevgi, aşklar yalan

görmeseydi gözlerim, görmeseydi gözlerim, gözlerim, gözlerim
yetmedi mi gördüklerim, kör ol artık gözlerim

allahım kör et beni, allahım kör et beni
dünyam olsun kara zindan, esirgeme kulundan

allahım kör et beni, allahım kör et beni
aksın göz nurum aksın, bundan böyle kör baksın

allahım kör et beni, allahım kör et beni
görmeyeyim bir daha, o yarin ettiğini

allahım kör et beni, allahım kör et beni
yetmedi mi gördüklerim, kör ol artık gözlerim

allahım kör et beni, allahım kör et beni
dünyam olsun kara zindan, esirgeme kulundan

allahım kör et beni, allahım kör et beni
aksın göz nurum aksın, bundan böyle kör baksın

eğlenceli :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zehirlenmeler

Şimdi ne alaka diyebilirsiniz ama, sanırım zehirlendim ve bunun için belirtileri ararken buldum. 100'e yakın sitede aynı yazıları görünce ben de yazayım dedim. kaynaklar en altta mevcuttur. hatta kaynaktan direk copy&paste :) Zehirlenme Nedir? Herhangi bir kimyasal, organik veya fiziksel madde vücuda girdikten sonra özelliğine göre yerel veya genel hasar meydana getirerek, ölüme neden olabiliyorsa bu maddeye ZEHİR, olaya ise ZEHİRLENME denir. Yerel belirtiler: - Sokulan, ısırılan, temas eden yerde kızarıklık, şişlik, gerginlik, ağrı ve kaşıntı Genel belirtiler: - Vücut ısısının yükselmesi (ateş), - Tüm vücutta kızarıklık, döküntü, kaşıntı, - Solunum sıkıntısı, hızlı ve zayıf atan nabız, - Baş ağrısı, kulak çınlaması, - Halsizlik, kendinden geçme, gelişen bilinç kaybı, - Şok, ölüm. Zehir, vücuda bilerek (kasti) veya bilinmeden(kazara), dört yoldan alınabilir: 1-Sindirim, 2-Solunum, 3-Deri ve 4-Kan yoluyla, olmak üzere. Sindirim Yolu Zehirlenmeleri Ağız yoluyl

neyse bi gün.

kendimi kesiyorum, o sırada yanımdan hızla geçmekte olan aracın içinde oluşan sonik dalgalar bıçağımı kırdı. ben de kendimi kesmekten vaz geçtim. bıçak tamircisi aramaya çıktım, 8. caddenin sonundaki 2. sokağa girdim orada olmalıydı, fakat orada da bulamadım. yerini değiştirdiğini söyleyen kavak ağacına selam edip, yerini öğrenmeye çalıştım. 3. sokağın sonunun bağlandığı 4. caddedeki kuyumcuya sormak istedim, o da bana bıçağı 12 lira karşılığında satın alabileceğini söyledi, olmaz 20 lira eder benim kırık bıçağım dedim. hayır 13 veririm en fazla dedi. o parayı alamam bu sizin hakkınız dedim ve çıktım. yoldan geçen hain kurt bana bıçak ustasının Sinfir dağında olduğunu söyledi, neden orada diye sorarken ortadan kayboldu. vertigo bünyemin gerçek dünyadaki oluşan olayları bana bu şekilde yansıttığını biliyor muydunuz? hayır kendimi kesmiyordum, otobüs bekliyordum ki otobüs geldiğinde yeni aldığım akbili düşürdüğümü farkettim. onu aramak için akbil gişesine kadar gitmiş olmam oranın bı

dünyadan uzak.

günlerden ne? hangi zamandayız? neden hala nefes alabiliyorum ama hareket edemiyorum. buradaki nemli ve ağır toprak kokusu ne? gitmek için vakit gelmek bilmiyor. gözlerim doluyor yavaş yavaş, o kadar ağır ki göz yaşlarım biri kabından taşıp yere düşüyor, yavaşça.. her yere dağılıyor odamı dolduruyor. o kadar dolduruyor ki boğazıma kadar geliyor su, yutkunamıyorum. pencereyi açıyorum hava almak için, aslında ben nefes alamıyorum ki... evet ben bu dünyayı terkedeli çok oldu..